Kategoriler
Blog

Kişiliksiz bloglar

Valahi ben bu blog macerasında çok acayip bloglar gördüm, yazarlarına bir şey diyemem, bloglarla yazarları çok farklı olabiliyor. Kişilik nedir önce buna girelim ve sonra kişilikli, kişiliksiz blog nasıl oluyor diye devam edelim.

oyunuzu-bana-verin

Kişilik nedir? Kişilik insanları birbirinden farklı kılan en önemli durumlardan biridir, insanın bakış açısıdır, insanın bedensel, düşünsel ve ruhsal özelliklerinin tümünün toplamı ve durumlara gösterdiği tepki ve duruştur. Kısacası kişilik bir kişi içindir, toplumsal kişilik veya grupsal kişilik diye bir şey olmaz, insanların kişilikleri onları birbirinden farklı kılan bir şeydir. Bazı insanlar kişilikleri ve hayata duruşları ile, kendilerini ifade etmenin hazzı ile yaşarlar, bazıları ise bunları yapamaz ve kişiliklerini ortaya koyamadan şu hayat yolunda bir kaldırım taşı ile aynı değerdedir, o kişinin istediği kadar maddi değeri olsun kendini özgürce ifade edemediği sürece kaldırım taşından farksız olmayacaktır bu yolda.

İşte bu yüzden dünya üzerinde demokrasi kültürünü benimsemiş veya buna gayret eden ülkeler insan hakları ve buna benzer bildiri, kanun gibi şeylerin altına imza atarak kendi insanlarını kişilikli olmasını teşVik ederler veya eder gibi görünürler. Allah insan dahil tüm canlıları öyle bir ahenk içinde yaratmıştır ki başka bir delil gerekmeksizin ona iman etmek şüphesiz doğaldır. Yaratıcının insanlar için özel bir planı vardı ve insanlar şu koca evrende bir nokta olan dünya gezegeninde aklını, mantığını kullanan birbirine hem çok benzeyen hem de benzemeyen bir acayip varlıklardır. İnsanoğlu öyle bir varlıktır ki milyarlarca insanı yan yana koysan hiç biri birbirinin aynısı değildir, sanırım bu kadarı yeter.

Velhasıl kişilik insanın durumlara kendine has bir duruşunun olması diyerek özetleyip bitireyim, benim de kafam şişti gerçekten.

Kişilikli blog demek yazarın gerçekten kendi hissiyatını ve görüşünü yansıttığı bir blog demektir. Kendi görüş ve düşüncelerini saf, duru, başka durumlardan etkilenmeden bloguna aktaran blog yazarının blogu kişilikli tersini yapanın ise blogu kişiliksiz blogdur.

Kişiliksiz blogları anlamak için o blogun birkaç yazısını okumak yeterlidir zira büyük ihtimalle birbirine benzer konularda tutarsız bir çizgisi vardır. Kişiliksiz blogların kişiliksiz olmasının nedeni blogundan para kazanması değildir, bunun nedeni kendi kişiliği ile başarılı olamaması ve ruhunu satması nedenidir. Çünkü nice bloglar vardırki kendi kişiliklerini koruyarak yollarına devam ederler ve çatır çatır da klavyelerinin yağı ile parasını kazanıp giderlerini karşılarlar.

Bir arkadaşım kendi sektöründen şöyle bir örnek vermiştir konuya;

Bir gün blogunda markaya hatasını söyleyen kişiyi markanın ertesi gün muma çevirmesi mümkün değildi. Blog, her zaman markadan daha güçlüydü. Çünkü blog yazarı demek güçlü, tek başına ayakta durmayı bilen, markaya boyun eğmeyen, markanın hediye edeceği üç kuruşun hesabını yapmadan özgürce konuşan adam demekti. #

O yazarken insanlarla kötü olmamak adına adres vermedi fakat bunları biz gerçekten çok iyi biliyor ve onları üzülerek takip ediyoruz. Blog ve blogger ruhunu wolkanca’dan almış ve binlere varan bir ordu olan siz dostlar şunu biliyorsunuz ki biz hiçbir markanın, hiçbir kurumun, hiçbir kişinin yalakalığını yapmayız.

Biz yıllar önce “biz kendi medyamızı oluşturduk” dediğimizde kaba etiyle güldüğünü ifade eden sevgili dostlarımıza selam eder onlara güler geçeriz. Biz şeyimizi keser yeriz onun bunun aletine, bilmem neyine itibar etmeyiz. Biz Devlet Bahçeli’nin dediği gibi kömürleri, buz dolaplarını, onu bunu alırız, almazlık yapmayız ama oyumuzu yine kişiliğimizle canımızın istediğine veririz. (Gerçi bu oy olayına da bir uzay teknolojisi getirmiş abiler şimdi yazsam mı yazmasam mı bilemedim, seçimlerden sonra yazarım.)

Evet biz kişiliksiz blog yazmıyoruz, daha önce onlarca yazımda yazdığım gibi yine yazayım; -.2imde değilsin marka, ben seni kullanırım sen beni kullanamazsın, param varsa gofreti alırım gofretim olur ve onu yerim.