Kategoriler
Gündem

Çocuk istismarına son!

Son günlerde çocuklara yönelik her türlü istismarı okuyup içiniz acıyorsa, bu duruma seyirci kalamıyorsanız kampanya.annecocuk.com sitesine girip alttaki kısacık formu doldurun ve gönderin.
Aşağıda yazılı olan metinle beraber adınız, mail adresiniz ve yaşadığınız yer TBMM Başkanlığı ve Çocuk ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığına gönderilecek.

Çocuk istismarına hayır!

T.B.M.M. Başkanlığı’na,
Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı’na

Son zamanlarda çocuklara yönelik cinsel tacizler ve tecavüzler daha da artan ve kanımızı donduran gelişmelerle devam ediyor ve maalesef olan bitene hep birlikte tanıklık ediyoruz. Tanıklık ettikçe suç ortaklığımız çoğalıyor ve bizler artık ne tanık ne de suç ortağı olmak istiyoruz.

Cinsel istismar ve tecavüz, yalnızca bedende değil, ruhsal yapıda da derin yaralar açar ve tedavi edilmezse ömür boyu sürecek psikolojik rahatsızıklara neden olur.

1923 yılında yayınlanan ‘Cenevre Çocuk Hakları Bildirgesi’nde, çocukların “yaşama, gelişme, beslenme, yardım görme, istismardan korunma” hakları güvence altına alınmış ve Mustafa Kemal ATATÜRK tarafından 1931 yılında imzalanmıştır.

Birleşmiş Milletler Genel Kurul’u Tarafından 20 Kasım 1989 tarihinde benimsenen Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni de Türkiye’de dahil olmak üzere yaklaşık 142 ülke imzalamış ya da onay ve katılma yoluyla taraf devlet durumuna gelmiştir. Türkiye, Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni 2 Ekim 1995’te uygulamaya başlamıştır.

Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne göre;

  • * 18 yaşına kadar herkes “Ç o c u k t u r “.
  • * Çocuk, yaşla ve olgunlaşma ile gelişen ihtiyaçlara sahip bir r “b i r e y d i r”.
  • * Çocuk hakkında alınan her kararda çocuğun “g ö r ü ş ü” alınmalıdır.
  • * Çocukla ilgili her işlemde ” çocuğun yüksek yararı ” gözönünde bulundurulmalıdır.
  • * Çocuklar herhangi bir “a y r ı m c ı l ı ğ a” maruz kalmaksızın “e ş i t” olarak “d o ğ u ş t a n” haklara sahiptirler.
  • * Anne-baba “s o r u m l u l u ğ u” esastır. Devletler anne babanın bu sorumluluğunu yerine getirmesine destek olmalı, anne babanın sorumluluğunu yerine getirmedikleri durumlarda sorumluluğu devir almalıdırlar.

Ülkemiz, bu konuda taraf olmasına, gerekli imzaları atmasına rağmen maalesef gerekli düzenlemeleri yapamadığı gibi gerekli yaptırımı da uygulayamamaktadır.

Biz aşağıda imzası olanlar;

  1. Cinsel taciz suçu yürürlükteki T.C.K’da şikayete bağlı suç unsuru olarak sayıldığından ve cezaların düşük tutulduğunu göz önüne alarak, bu insanlık dışı suçun, çağdaş ülkelerde olduğu gibi şikayete bağlı suç unsuru kapsamından çıkarılmasını, şikayetçi olunmasa da kamu davası niteliğinde değerlendirilerek, kanıtlandığı takdirde çocuklarımızın bedenen ve ruhen yaralanmaması için, gerekli yasal düzenlemelerin tarafınızca bir an önce yapılmasını ve yaşama geçirilmesini, yasaların bu tür sapkınlıkları en ağır şekilde cezalandırmasını;
  2. Tacize, tecavüze ve her tür cinsel istismara uğrayan çocuklar için özel terapi merkezlerinin kurulmasını ya da var olan kuruluşlardaki bölümlerin açılmasını ve uzmanların yetiştirilmesini, mağdurların kendilerini güvende hissetmeleri, dolayısıyla yaşadıklarını deşifre edebilmeleri icin gerekli ortamın sağlanmasını;
  3. Kreşlerden başlayarak tüm okullarda düzenli olarak bilinçlendirme çalışmaları yapılmasını, çocukların bilgilendirilmesini, öğretmenlik eğitiminin içinde yer almasını;
  4. Bu konuda denetim makamı olan kişi ve kuruluşların görevlerini eksiksiz ve objektif bir şekilde yerine getirmelerini talep ediyoruz.

Bir ülkede mağdur olan insanları kanunlar korur.
Kanuna inancımızı yitirmek istemiyoruz.
Saygılarımızla.

Bu metnin gönderileceği kurumlar: T.B.M.M. Başkanlığı, Çocuk ve Aileden sorumlu Devlet Bakanı.